Bu hafta, 16 Şubat’ta vizyona girecek olan Zaferin Rengi filmi, sezonun heyecanla beklenen yapımlarından biridir. Filmin içinde, Fenerbahçe’nin kurucu üyesi ve efsanevi kaptanı Galip Bey’i (Galip Kulaksızoğlu), genç yeteneklerden Kubilay Aka canlandırıyor.
Galip Bey, 1907-1924 yılları arasında Fenerbahçe Spor Kulübü’nde kaptanlık, teknik direktörlük ve başkanlık görevlerini üstlenmiş, Türk futbolunun en önemli figürlerinden biridir. Hem futbol zekası hem de üstün oyun yeteneğiyle tanınan Galip Bey, cesareti, hızı ve takım ruhuyla da dikkat çekmiştir. Özellikle milli mücadele yıllarında gösterdiği olağanüstü performanslarla büyük takdir toplamıştır. Kubilay Aka, Galip Bey’i canlandırırken büyük bir gurur ve saygı duygusu hissettiğini belirtiyor. Onun gibi örnek alınması gereken bir karakteri canlandırmak büyük bir ayrıcalık olduğunu da sözlerine ekliyor.
Filmin hazırlık süreci oldukça titiz bir araştırma ve çalışma gerektirdi. Ekip, dönemin futbol kurallarını, takım dizilişlerini ve sporcu kıyafetlerini incelemek için 110 yıl öncesine gitti. Ardından, 900’e yakın genç amatör futbolcu arasından 90 sporcu seçildi ve uygunluklarına göre takımlar oluşturuldu. Antrenmanlar, döneme uygun ekipmanlarla yapıldı ve çekimler için gerekli olan her şey özenle planlandı.
Filmin en dikkat çekici yönlerinden biri, Nejat İşler’in Mehmet Sabri Toprak ve Kubilay Aka’nın Galip Kulaksızoğlu rolündeki muhteşem performanslarıydı. İşler’in karakteri izleyiciyi içine çeken bir etki yaratıyordu. Ayrıca, Mustafa Kemal Paşa rolünde Yiğit Özşener, Halide Edip Adıvar’ı canlandıran Birce Akalay ve diğer oyuncular da genel olarak rollerini başarıyla taşıyorlardı. Yalnız burada senaryo bazında eleştirilecek nokta o dönem istihbaratçı olarak işgal kuvvetlerinde bulunan John Godolphin Bennett‘in çok iyi yazılamaması. Oyuncu Yılmaz Bayraktar oldukça başarılı fakat neredeyse her repliğinde Türkler’i övmesi ve korkması o zamanki atmosfer için biraz gerçek dışı.
Filmin yan hikayeleri fena değil. Ana hikayeyi destekleyen bu yan hikayeler, filmi daha zengin ve dokulu hale getiriyor, bir yandan milli mücadele için zorluklarla baş eden karakterlerin arka plandaki diğer zorlukları da anlatıyor. Karakter gelişimleri ve ilişkilerin incelenmesi, filmi daha da ilgi çekici kılıyor.
Ancak, filmin sahne düzenlemesi bazı eleştirilere açık. Bazı sahnelerin uzunluğu gereksizdi ve hikayeyi ilerletmek yerine onu yavaşlatıyordu. Film ilgi çekici olsa bile tempoyu kaybederek zaman zaman uzaklaştım.
Filmin teknik yönleri ise genel olarak iyiydi. Yönetmenlik, kurgu ve sinematografi gibi unsurlar, izleyiciye gerçekten etkileyici bir görsel deneyim sunuyordu. Ayrıca, erken cumhuriyet döneminin ve İngiliz işgalinin atmosferi iyi yansıtılmış. Özellikle Mustafa Kemal Paşa’nın küçük bir tekneyle devasa Britanya savaş gemilerinin yanından geçtiği sahne çok iyiydi.
Fenerbahçe’nin İttihat ve Terrakki ruhuyla Milli Mücadele’ye verdiği katkıyla sadece spor kulübü olmanın ötesinde ülke için her alanda büyük gurur olmasını konu alan Zaferin Rengi, işgal dönemi İstanbul’u başarılı bir atmosfer eşliğinde General Harrington kupasını anlatıyor.