Star Wars’un cafcaflı dünyasına, 2000’lerin başında gönülleri fetheden Knights of The Old Republic oyunuyla girmiş biri olarak evrenin oyunlara çok uygun olduğunu düşündüm hep. Bu konuda yalnız olmadığımı biliyorum. Aradan geçen yıllar içerisinde adının hakkını verecek bir Star Wars oyununu hevesle beklerken de yalnız değildim. Hatta epey kalabali bir kitleyiz. EA’in marka haklarını korumak için Respawn’a aceleyle yaptırdığı Jedi: Fallen Order işte bu heves sayesinde hayranları memnun etmeyi başarmıştı. Bütün kusurlarına rağmen ortaya koyduğu akıcı dövüş mekanikleri, iç açıcı gezegen tasarımları ve sempatik padawan Cal karakteriyle akıllarda temiz bir yer edindi. Fakat hepimiz bir şeyden emindik ki Jedi: Survivor çok çok daha fazlası olmalıydı.
Tüm bu beklentiler bir kenara, oyunla ilgili ilk söylenmesi gereken şey optimizasyon sıkıntıları. İçeride ne denli zengin içerik olursa olsun, bu oyun çalışmıyor. Sadece kötü bir bilgisayarda değil, iyisinde de çalışmıyor. Yalnızca yüksek ayarlarda değil, düşük ayarlarda da çalışmıyor. O yüzden belki de Jedi: Survivor’ı oynamak istiyorsanız en az birkaç patch beklemeniz gerek. Peki ama elimizde oynamaya değer bir oyun var mı?
Force’un Dibini Sıyırmak
Fallen Order’da yaşanan olayların üzerinden beş yıl geçmiş, o zamanlar güçlerine yeniden kavuşmaya çalışan padawanımız Cal Kestis artık tam anlamıyla bir Jedi şovalyesi olmuştur. Pekçok devam oyununda karşılaştığımızın aksine ilk oyundaki güçlerinin hemen hemen hepsi yerinde duruyor ve hikaye başladığı andan itibaren Cal’ın bu beş yılda öğrendiği diğer güçlerle de tanışıyoruz. Mind trick ile bir düşmanı yanımıza çekebiliyor, zamanı yavaşlatarak dövüşün hakimiyetini ele geçirebiliyoruz. Jedi: Survivor bir Star Wars oyunu olarak ilk görevini yerine getirmiş ve Force fantazisini dibine kadar yaşatabilmiş.
Işın kılıcı kullanımı da üzerine konarak ilerlemiş. Birbirinden farklı beş duruş şeklini hikaye boyunca özelleştirilmiş yetenek ağaçlarında geliştirebiliyoruz. Bu da kendimize ait bir ışın kılıcı tarzını oturtmamız için yeterli düzeyde imkanımız var demek. Artık kol bacak koparabiliyor olmanın zevki de ayrı tabi (Evet korkunç bir cümle.).
Çok uzak bir galakside…
Jedi: Survivor selefinin metroidvania temelli koridor dizaynını korumuş olsa da bazı gezegenlerde bizi özgür bırakmaktan çekinmemiş. Coruscant’ın tehlikeli sokaklarında geçen aksiyon bölümünden sonra evrenin bilinmeyen bir köşesine, Koboh gezegenine gidiyoruz. Koboh yan hikayeleriyle, geniş arazileriyle ve gizemleriyle az da olsa bir açık dünya deneyimi sunabiliyor. Ama oyunu buradan yola çıkarak açık dünya oyunu ilan etmek hata olur. Çünkü genele baktığımızda hala bize verilen rotada ilerlemek zorundayız. Gemimize binip ”Haydi biraz da şu gezegende vakit geçirelim.” gibi anları çok çok az yaşıyoruz.
Gezegenlerin, yaratıkların ve özellikle droidlerin tasarımları konusunda oyun Star Wars evreninin hakkını veriyor. Her vardığımız köşede bir durup etrafı kolaçan etmek ilginç detaylarla karşılaşmamızı sağlayabiliyor. Oyun boyunca geliştirdiğimiz kantinamız da bir süre sonra bu tarz detaylarla dolup taşmaya başlıyor ve içinde vakit geçirmesi keyifli bir merkeze dönüşüyor.
Jedi bir silahtan fazlasıdır
Cal Kestis artık olgun bir Jedi. Galaksinin tehlikelerine karşı kendini geliştirmiş ve yeri geldiğinde sert kararlar da alabilen biri. Hikaye de bu olgunluğu özümsemiş ve çok daha geniş bir çerçeveye kavuşmuş. Galakside sıradan bir gün gibi başlayan olaylar silsilesinin bir noktasında kendimizi geçmiş cumhuriyetin günahlarıyla yüzleşirken buluyoruz. Bunun yanında çeteler, korsanlar, ödül avcıları ve tabii ki imparatorluk da yolumuza taş koymaktan geri kalmıyor.
Keşfettiğiniz rastgele bir mağaranın sonunda efsanevi Rancor canavarıyla kapışmak, yıkık bir jedi yerleşkesinde bulmaca çözmek, tanıdık mekanlarda tanıdık yüzlerle (veya kasklarla) karşılaşmak gibi durumlar bu oyunu bir Star Wars sever için bulunmaz nimet yapıyor. Ama bu evrene uzaksanız ve sadece parlayan bir sopayla milleti kesmek istiyorsanız Jedi: Survivor sizin için belki de makul bir indirimi bekleyemeyecek kadar önemli bir mesele değil.
Özetleyecek olursak Jedi: Survivor aradığımız Star Wars oyunu olmaya pekçok yönden çok yaklaşıyor. Işın kılıcı ve force mekanikleri üst seviyeye çıkarılmış; daha geniş ve yaşayan dünyalar tasarlanmış; yan etkinliklerde çeşitlilik arttırılmış. Fakat ıskaladığı noktalar da yok değil. Elimizden çok fazla tutan ve rotası çoğu zaman belli bir oyun var karşımızda. Evet, pişman etmeyecek ama hafızalarda kalıcı yer eden bir eser de olamayacak. Yine de iki iyi oyunun ardından üçüncü bir Cal Kestis oyununa da tamam olmamak için bir sebebimiz yok.
Güç sizinle olsun.